İsteseniz de İstemeseniz de-Laboratuvar Üretimi Etler Geliyor
Araştırmacılar yıllardır laboratuvarlarda et üretmeye
çalışıyorlar. Sadece balıketleri üreten Finless foods gibi girişimciler, üzerinde
çalıştıkları ürünü ‘’temiz et’’ olarak
adlandırıyorlar. Üreticiler çalışmada hesaplanan işlem maliyetinin, piyasaya
sürülecek kadar uygun olduğunu iddia ediyorlar. İddialarına göre, bu yılın
sonunda resmi olarak laboratuvarda üretilmiş ürünler market raflarında tüketime
sunulacak.
Çalışmalara katılan bilim adamları ‘’Bir mühendis olarak
etin laboratuvarda üretilmesi çok zor olsa da, daha da zor olan tüketicileri
alışılmış kesim - et yeme kültüründen vazgeçirmektir’’ deniyor. Dünyada artan
nüfusa çare olarak, laboratuvarda üretilen etin tüketime sunulmasının nasıl çok
daha iyi olacağını hayal etmek kolay olsa da, elimizde ne yazık ki bunu
destekleyecek yeterli veri bulunmuyor.
Sadece bu sene pazarda bulunup bulunmayacağı belli olmayan
ve etlerinin tadının, kokusunun et gibi hissedilip hissedilmeyeceği net olarak
bilinemeyen temiz et çağına yaklaşıyoruz.
Görünen o ki, yakında burgerler sadece tarlalarda değil,
kepçeler de de yetişecek. Çizginin ilerisinde, T kemikleriniz geleneksel
anlamda bir inekten gelmeyebilir. Bu şimdilik kulağınıza çok hoş gelmiyorsa,
bilin ki kesinlikle yalnız değilsiniz.
Daha İyi Bir yol
Laboratuvarda et üretilmesi, hayvanların yenmesini bırakmak
değildir. Sadece hayvanlara daha az yoldan yemek vermektir ve daha az hayvan tüketmektir.
Yalnız Amerika’da yılda 26 milyar liralık et tüketilmektedir. Bu da gezegen
için ciddi problem olan, büyük sanayileşmiş bir hayvancılık sistemi
gerektiriyor. Bir inek yılda 11.000 galon su tüketebilir. Dünyada hayvancılık,
sera gazı emisyonlarının
% 15 inden sorumlu
olabilir. Ve sistem çok çok nadir olarak, hayvanların çıkarlarını göz önünde
bulunduruyor.
Kültür dokusu, bir
avuç dolusu hücreden birçok öğünde tüketilecek et miktarını potansiyel olarak
arttırmak için bir yol sunuyor. Laboratuvarda doğru koşullar altında hücreler,
doğal kaynaklar, gaz salınımı ve hayvan hakları ihlallerini azaltarak tıpkı vücudun
içinde olduğu gibi bölünmeye teşvik ediliyor. Finless Food CEO’SU Mike Selden
‘’ Teorik olarak, kök hücre kullanımıyla, bir parça etten sınırsız miktarda et
üretebilirsiniz’’ diyor.
Önerilen metotlar laboratuvarlar ve
şirketler arasında değişiklik gösteriyor. Finless foods’da bir parça balıketi
alınır ve belirli bir hücre türü için filtrelenir, çok fazla kök hücre olması
şart değildir, kök hücre benzerleri üretilir, hücreler progenitör hücreler
(öncü hücreler) olarak adlandırılırlar.
Önemli olan, bu kök hücrelerin çoğalma sistemini, kendi
sahiplerine ait olduklarını düşündürerek, kandırmaktır. Böylece tuz ve şeker
gibi besinlerle beslenen hücreler, kas dokusuna, yağa veya bağ dokusuna dönüştürülebilir.
Bir maya suşuna sahip olduğunuzu düşünün. Bir başlangıç suşuna sahip
olduğunuzda, kendinize özgü ekmekler üretebilirsiniz. Bu hücrelerin de her
birinin takip edeceği bir yol var, belirlenen programda gidecekleri için ilk
hayvana geri dönmeleri gerekmiyor.
Starter oluşturmak, sanıldığından çok daha zordur. Hücreleri
geliştirmek için kullanılan ortam, oldukça kapsamlı olmalıdır. Tuzlar, şekerler,
hücre proteinleri gibi besin maddelerini içermelidir. Bu oldukça maliyetli bir
çalışmadır. Uygulama, genellikle hayvan kanından elde edilen ve çok pahalı olan
serumlarla yapılır. Sözgelimi 30 gr. balık serumunun maliyeti 850 dolardır.
Temiz et endüstrisi bu yüzden biraz geride kalıyor.
Finless kullandıkları ortam
bileşimini açıklamıyor, ancak eylül ayından bu yana yaptıkları çalışmalarda,
serum kullanımını %50 oranında azalttıklarını
söylüyorlar. Mike Selden ‘’Şimdi mücadele, hayvan serumu olmadan protein
sağlayan ortamı mükemmelleştirmektir. Ürünleri satmaya başladığımızda
kesinlikle hiçbir şekilde serum kullanmayacağız. Bu sadece çevresel nedenlerden
dolayı değil. Maliyet açısından, ekonomik olarak kesinlikle bir anlam ifade etmiyor.
Serum kullanmak çok pahalı bir çalışmadır. Fakat aşılamaz bir problem de değildir.’’
Diyor.
Konu üzerinde çalışan biyokimya
uzmanı bir araştırmacı ‘’Teoride, serumda bulunan tüm prekürsör ve besin
maddeleri, izole edildikleri kaynaklardan alınarak bir araya getirilebilir.’’ ‘’Özellikle serum, büyüme alarmı olarak
bilinen hücre bölünmesi için gerekli proteinleri sağlamaktadırlar.’’ Demektedir.
Araştırmacılar, optimal hücre büyümesinin sağlanması için kesin bir oran ve bileşenler
olduğunu düşündüklerini söylüyorlar.
Sadece Tetrick şirketinin bu (söz
konusu optimal oran kodunu) kodu kırabildiği iddia ediliyor. Şirket ‘’Serumsuz
hücre ortamı oluşturduk, bu nedenle elde ettiğimiz ürünün maliyeti çok daha
ucuz.’’ Sloganını kullanıyor.
Varsayımlar Hakkında Ne Deniyor?
Tetrick’in söyledikleri doğru ise, bu
durum laboratuvarda yetiştirilen etin maliyeti için, dev bir adım olabilir. 2013 yılında
piyasaya sürülen laboratuvar üretimi bir burger, 330 dolarlık bir maliyetle elde
edildi. Laboratuvarda üretilen et, şirketlerin üretimi sürdürmesi için ekonomik
açıdan uygun olsa bile, insanların yemesi için, geleneksel hayvancılıktan daha
sürdürülebilirdir anlamına gelmiyor.
Temiz et şirketleri, sürecin daha
verimli olacağına inandığından, yalnızca insanları beslemek için gerekli olan
parçacıkları (bağırsak, veya göz küresi ya da beyin üretmediğini) ürettiğini
iddia ediyor. Kitlesel hayvancılık operasyonlarına ihtiyaç duymadan, üretim
tesisleri teorik olarak yayılıp, nakliye emisyonları azaltılabilir. Ancak, in
vitro et üretiminin çevresel avantajları ve dezavantajları üzerine henüz yeterli
sayıda çalışma yapılmamıştır.
Bilim adamları, gerçekte yaşam
döngüsü analizini gerçekleştirmeye ihtiyaç duymaktadır. Su, toprak ve sera gazı
emisyonları gibi yiyecek yapmaya giden her kriteri, masaya koyarak
değerlendirme yapmak gereklidir. Kaliforniya Üniversitesi Hayvan Genetikçisi
Alison Vam Eenennaam,’’ Invitro çalışmada, sığır üretimi için kullanıldığı
kadar fazla arazi kullanılmıyor. Ama bu yaşam döngüsü analizinin sadece bir bileşeni,
konu üzerinde çok daha fazla çalışma yapılması gereklidir’’ ‘’Ya da şunu
söyleyebiliriz, inekler metan gazı atıyor, laboratuvarda et üretimi ile sera
gazı emisyonları azalıyor ‘’ denilebilir. Fakat konu ile ilgili yapılan az
sayıda araştırmalardan biri, inek yetiştiriciliğinden daha temiz enerji üretmek
için, daha fazla enerji kullanılması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Sonuçta bu,
aslında yeni bir sanayileşme dalgasıdır. Tabii ki laboratuvarda yetiştirilen et,
hem çevresel hem de ekonomik açıdan sürdürülebilir olsa bile, bu onu üreticiler
ve tüketiciler için fiili bir seçenek haline getirmeyecektir. Dünya çapında hayvancılık
yalnızca etten fazlasıdır. Hayvancılık 11 milyar insanın yaşam biçimidir. Ürün
piyasaya sürülmeden önce bütün bu kriterler göz önünde bulundurulmalıdır.
Ekonomistler ’’ Petri kutusu, gübre sağlayamaz
ve bir pulluk çekemez, ayrıca bu insanlar için bir bankacılık ve ticaret
kaynağı da sağlayamaz’’ görüşünü
savunuyorlar. Gelişen dünyada temiz etin önümüzdeki 20 yıl içinde süt ve et talebinin
çoğunu sağlamasının yanı sıra, piyasaya da
büyük bir etkisi olacağını tahmin ediliyor.
Tabii ki, çok önemli bir konu olan lezzet sorunu da var.
Kaz ciğeri ya da mantar etinin mükemmelleştirildiği kabul ediliyor. Ama biftek yetiştirmek bambaşka bir konudur.
Bifteği sadece fıçı ya da teknede yetiştiremezsiniz (kas hücreleri ve yağ
hücreleri ve bağ dokuları hakkında da düşünmeniz gereklidir. Bir şekilde
bifteklerin tam merkezindeki hücrelere sürekli bir besin akışı sağlamanız
gereklidir. (Doğal koşullarda, vücutta damar sistemi bu işi kusursuzca yerine
getirir.)
Geleneksel Yöntem İyi Ama..
Bouzari Kaliforniya sürdürülebilir
et şirketi, Belcampo tarafından yetiştirilen sığırlar gibi eski moda yolla et elde edilmesini
desteklemektedir. Ya da en azından mümkün olduğunca geleneksel yöntemlere yakın
olan yolu destekliyor. Sığırlar dışarıda dolaşıyor bu açıdan ve doğal olarak
doğurmak açısından şanslılar. Belcampo kurucusu ve CEO’su Anya Fernald ‘’Temiz
et çalışmasını, bir rekabet olarak görmüyorum’’ diyor.’’ Bu yolla gıda
sistemindeki yanlışlara daha çok dikkat çekileceği için, açlık savaşında bir
müttefik olarak görüyorum’’ diyor.
Yine de herkes, lüks koşullarda
yetişen inek etlerini tüketme şansına sahip değil, ancak Mc Donalds tek başına
saniyede 75 hamburger satıyor.!!!
Bir fast food mesafesine
yaklaşabilen, ilk temiz et şirketi kesinlikle dergilerde kapak olacaktır.
Özetle temiz et mükemmel olacak mı?
Tabii ki hayır!
Ama şimdilik elimizde çalışmalarla
ilgili bildiklerimiz henüz bunlar.
Yorumlar
Yorum Gönder